Bu makalede, onkoloji hastalarında görülen obstrüktif üropatilerin önemi ve etkileri üzerinde durulmaktadır. Böbreklerden süzülen idrarın vücut dışına taşınmasını engelleyen çeşitli patolojiler, bu hastaların sağlık durumunda önemli sorunlara yol açabilir. Özellikle üriner sistem obstrüksiyonuna bağlı olarak gelişen postrenal akut böbrek yetmezliği, böbrek fonksiyonlarının hızla bozulmasına ve acil tedavi gerektiren bir duruma yol açar. Bu nedenle, bu durumun yönetimi için ürolog, onkolog ve dahiliye uzmanlarının bir araya gelerek multidisipliner bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Üriner sistem obstrüksiyonları, üst ve alt üriner sistem olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Üst üriner sistem obstrüksiyonları, üreter seviyesinde meydana gelen tıkanıklıkları içerir. Bu tıkanıklıklar, üretere dışarıdan gelen baskı veya üreter içindeki lezyonlardan kaynaklanabilir. Bu makalede, üst üriner sistem obstrüksiyonlarının etiyolojisi, lokalizasyonu ve klinik bulguları üzerinde durulmaktadır. Bilateral veya unilateral olarak gelişebilen bu obstrüksiyonlar, hastaların yaşadığı semptomlara ve böbrek fonksiyonlarına bağlı olarak farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Akut obstrüksiyonlarda kolik ağrı ve gastrointestinal semptomlar görülürken, kronik obstrüksiyonlar daha sessiz seyredebilir ve asemptomatik bir şekilde böbrek hasarına yol açabilir. Bu nedenle, üriner sistem obstrüksiyonlarının erken teşhis edilmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :