Melanom, cilt kanserlerinin az bir kısmını oluşturmasına rağmen cilt kanserine bağlı ölümlerin büyük bir kısmından sorumludur. Son yıllarda melanom vakalarının artış gösterdiği görülmektedir. Melanomun erken evrelerinde prognoz iyi iken ileri evrelerdeki hastaların sağ kalım oranı düşüktür. Kemoterapiye verilen yanıtlar da genellikle iyi değildir. Ancak son yıllarda hedefli tedavi ve immünoterapi alanında önemli gelişmeler kaydedilmiştir.Melanom, immünojenik bir tümördür ve immün sistem ile etkileşim halindedir. Bu nedenle, BRAF ve MEK inhibitörleri gibi hedefli tedaviler ve CTLA-4 ve PD-1 gibi immün kontrol noktası inhibitörleri geliştirilmiştir. Bu tedaviler, tümörün ilerlemesi ve gerilemesi arasındaki ilişkiyi anlamamıza yardımcı olmuştur. Uzun süreli aşı ve sitokin tedavilerinin başarısız olduğu durumlarda, CTLA-4 ve PD-1 hedefleyen immün kontrol noktası inhibitörleri başarı sağlamıştır.CTLA-4, T hücrelerinin aşırı aktivasyonunu engelleyen bir blokerdir. PD-1 ise immün hücrelerde (T, B, NK, dendritik ve monositik hücreler) bulunur ve aşırı uyarılmaya karşı kendini korur. Ancak tümör hücreleri, PDL-1 ekspresyonunu artırarak immün hücrelere karşı kendilerini korurlar.İpilimumab, ilk immün kontrol noktası inhibitörüdür ve sağ kalım oranını artırmıştır. İpilimumabın diğer tedavilerle kombinasyon halinde kullanılması da etkili olmuştur. Bu tedavi yöntemleri, melanom hastalarının tedavi seçeneklerini ve sağ kalım oranlarını önemli ölçüde artırmıştır.(AI)