Bu bölümde, mültecilerin ve sığınmacıların sağlık hizmetlerine erişiminde ve yararlanmalarında yaşanan sorunlara odaklanılmaktadır. Göç olgusu, insanların doğal afetler, iklim koşulları, ekonomik gelişmeler, hastalık, savaş gibi nedenlerle kendi ülkelerinden ayrılarak başka bir ülkeye yerleşme ihtiyacı duymalarıyla ortaya çıkmaktadır. Uluslararası Göç Örgütü'nün tanımlarına göre, göçmenler kendi iradeleriyle ve kişisel uygunluk sebepleriyle göç etmektedir, mülteciler ise zulüm ve zararlardan kaçmak için ülkelerinden ayrılan kişilerdir. Sığınmacılar ise güvenli bölge arayan ve mülteci statüsü için başvuru yapmış kişilerdir. Uluslararası göçün hızı son 20 yılda artmış ve 2050 yılında dünya genelindeki uluslararası göçmen sayısının 405 milyon olması tahmin edilmektedir. Türkiye, tarihi boyunca birçok göç dalgasına ev sahipliği yapmıştır ve son yıllarda da savaşlardan kaçan insanlar Türkiye'ye sığınmaktadır. Özellikle Suriyeli sığınmacıların sayısı oldukça fazladır ve Türkiye için önemli bir sorun haline gelmiştir. Suriyeliler, Türk hukuk sisteminin mülteci kavramıyla uyuşmamaktadır ve Türkiye'de \"geçici koruma statüsü\" altında bulunmaktadır. Göçlerin artmasıyla birlikte çevresel sorunlar ve sağlık sorunları da ortaya çıkmaktadır. Göç eden bireyler, farklı kültür ve coğrafyalarla karşılaşarak yeni hayatlarına uyum sağlamakta zorlanmaktadır. Mülteci ve sığınmacı gruplar, temel ihtiyaçlarına erişimde zorluklar yaşamaktadır. Bu sorunların çözümü için sağlık hizmetlerine erişim ve yararlanma konularında önlemler alınması gerekmektedir.(AI)