Bu metinde, tarihteki ilk üniversitenin Platon'un İÖ 387 yılında Atina'da kurduğu Akademi olduğu belirtilmektedir. Akademi, insanı keşfetmek, eleştirel düşünen insanı var etmek, temel insan hakları, özgürlük ve demokrasi üzerine tartışıp fikir üretmek gibi toplumsal işlevlere sahip bir okuldur. Antik Çağ ve sonrasında 900 yıl yaşayan Akademi, Orta Çağ Avrupa'sına da ilham kaynağı olmuştur. Modern anlamda ilk üniversite ise İtalya'da 1439 yılında kurulmuştur ve Hümanizma, Rönesans ve Reform hareketinin beşiği olmuştur. Bu hareket Avrupa'da aydınlanma sürecini başlatmıştır. Bu devrimci gelişmelerin yaşandığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nda ise yükseköğretim Medrese eğitim sistemiyle gerçekleştirilmekteydi. Ancak Tanzimat Fermanı ile birlikte Batı üniversiteleri örnek alınarak Darülfünun kurulmuştur. Darülfünun, bilimsel özerklik kazanmış ve toplumsal duyarlık göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından ise eğitim-öğretim sistemi Mustafa Kemal Atatürk tarafından devrimlerle yeniden yapılandırılmıştır. Darülfünun kapatılarak İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. İstanbul Üniversitesi, Avrupa modeli yönetim ve eğitim öğretimini benimseyen çağdaş bir yükseköğretim kurumudur. Metinde, Türkiye'nin bilim insanlarına verdiği önem ve Atatürk'ün üniversitelerin çağdaş yapılanmasındaki emekleri vurgulanmaktadır.(AI)