Karaciğer sirozu, progresif ve kronik bir hastalıktır ve karaciğer dokusunun azalmasıyla karakterizedir. Bu durumda, rejenerasyon nodülleri, nekroz ve fibroz dokusu karaciğerde yaygın olarak bulunur. Karaciğer sirozu, ilk kez 1826 yılında Laennec tarafından tanımlanmıştır ve \"scirrhus\" kelimesinden türetilmiştir. Sirozun ileri evrelerinde, sadece karaciğer transplantasyonu ile tedavi edilebilen fibrozis ilerler ve portal hipertansiyon gelişir. Portal hipertansiyon, sirozun komplikasyonlarına yol açar. Karaciğerde kronik inflamasyon veya kolestaz nedeniyle siroza yol açan birçok etken vardır. Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir çalışmada, karaciğer sirozlu hastalar arasında en sık görülen nedenler hepatit C, alkol ve alkol dışı nedenler olarak belirlenmiştir. Sirozun morfolojik olarak mikronodüler, makronodüler ve karışık olmak üzere üçe ayrıldığı belirtilmektedir. Sirozun erken evrelerinde altta yatan nedenin tedavisiyle geri dönüşüm mümkün olabilirken, ileri evrelerde sadece karaciğer transplantasyonu etkili olmaktadır. Sirozun belirtileri arasında halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, iştahsızlık, sarılık, kaşıntı, gastrointestinal kanama, karında şişkinlik ve kas krampları yer almaktadır. Fizik muayenede ise kan basıncının düşmesi ve sarılığın saptanması önemli bulgulardır.(AI)
Atıf Sayısı :