Ulaşım geçmişten günümüze medeniyetlerin ve ülkelerin
kalkınmaları için önemli bir araç olmuştur. Ulaşım ve ulaştırma faaliyetlerini
dengeli bir şekilde organize eden devletler, refah seviyelerini artırırken
vatandaşlarına da konforlu, ekonomik ve sürdürülebilir ulaşım hizmeti
sunabilirler. Türkiye, Cumhuriyet Dönemi’yle birlikte uzun süren savaşlar
sonucunda yıpranmış olan ulaşım ağı sistemini, yenilemek ve gelişen sanayisine
entegre etmeye çalışmıştır. 1940’lı yılların sonuna doğru demiryollarına
verilen önem azalmış ve karayolu yapımına hız verilmiştir. Yük ve yolcu
taşımacılığında (%90’ın üzerinde) karayoluna dayalı ulaşımı benimseyen
Türkiye’de yol, tünel yapım ve bakım maliyetleri, petrol ithalatı ve trafik
kazaları her geçen yıl artış göstermiştir. Son yirmi yılda Türkiye’de
demiryolu, denizyolu ve havayolu ulaşım sistemlerine yapılan yatırımlara rağmen
karayolları, Türkiye’nin ana ulaşım sistemi olmaya devam etmiştir.
Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi adına Türkiye’de ulaşım sisteminin
daha planlı ve dengeli olması yönünde önlemler alınması gerekmektedir.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :