Pelvik travmalar, yüksek enerjili kazalar sonucunda meydana
gelen ciddi yaralanmalardır ve genellikle motorlu taşıt kazaları, yüksekten
düşmeler gibi büyük travmalarla ilişkilidir. Pelvik yaralanmalar sadece kemik
yapıları değil, aynı zamanda damarlar, sinirler ve organlar gibi birçok yapıyı
etkileyebilir. Özellikle büyük damar yaralanmaları, bu travmaların ölüm
oranlarını artıran önemli bir faktördür. Tanı ve tedavide erken müdahale ve
multidisipliner yaklaşım hastaların hayatta kalma oranını artırır. Pelvik
kırıklar, stabil ve instabil olarak sınıflandırılır ve bu sınıflandırma, tedavi
yaklaşımını belirler. Stabil kırıklar genellikle konservatif yöntemlerle
yönetilirken, instabil kırıklar cerrahi müdahale gerektirir. Pelvik travmaların tanısında fiziksel muayene ve radyolojik
görüntüleme yöntemleri kritik öneme sahiptir. Tedavide pelvik binder (kemer),
cerrahi stabilizasyon yöntemleri, anjiyografi ve embolizasyon gibi yaklaşımlar
kullanılır. Hemodinamik olarak stabil olmayan hastalarda, hızlı kanama kontrolü
ve resüsitasyon esastır. Sıvı resüsitasyonu ve kan transfüzyonu da kritik
müdahaleler arasındadır. Ayrıca, pelvik travmalı hastalarda farmakolojik
tedavi, ağrı yönetimi ve venöz tromboemboli profilaksisi büyük önem taşır. Pelvik travmaların yönetimi multidisipliner bir yaklaşım
gerektirir ve erken cerrahi müdahale ile prognoz iyileştirilebilir. Bununla
birlikte, uzun vadede hastalarda mobilite kısıtlılıkları, kronik ağrı, cinsel
işlev bozuklukları ve üriner-bağırsak fonksiyon bozuklukları gibi
komplikasyonlar görülebilmektedir.
Atıf Sayısı :