Memede Girişimsel Radyoloji Tanı Yöntemleri
Anahtar Kelimeler
Meme kanseri tüm dünyada kadınlarda görülen en sık kanser
olup meme kanserinde erken tanı büyük önem taşımaktadır. Görüntüleme eşliğinde
yapılan meme biyopsileriyle meme kanserinin tanısı yüksek doğrulukla konur (1). Biyopsi için lezyonun en iyi göründüğü, tekniğin hasta ve
uygulayıcı açısından en konforlu olduğu modalite tercih edilir. Biyopsi;
ultrasonografi, dijital mamografi, dijital tomosentez veya manyetik rezonans
görüntüleme eşliğinde yapılabilir. Lezyon ultrasonla gösterilebiliyorsa biyopsinin
hemen her zaman ultrason eşliğinde yapılması tercih edilir. Ultrasonda
görüntülenemeyen lezyonlara veya şüpheli mikrokalsifikasyonlara dijital
mamografi veya dijital tomosentez eşliğinde stereotaktik biyopsi yapılmaktadır.
Sadece MR ile görüntülenebİlen lezyonların biyopsisi ise kontrastlı MRG
eşliğinde yapılır (2,3). Meme biyopsisinde en sık kesici iğne biyopsi iğneleri tercih
edilir. Sıklıkla 14 Gauge biyopsi iğneleri kullanılmaktadır. Kesici iğne
biyopsiye göre daha ucuz ve daha az invaziv olan İİAB ise küçük lezyonlarda,
kistlerde ve lenf nodlarında tercih edilmektedir. Vakum biyopsi iğneleri ise
daha fazla miktarda doku elde etmekte hem tanısal hem de tedavi amaçlı
kullanılabilmektedir (4). Palpe edilemeyen lezyonlar, şüpheli mikrokalsifikasyonlar
tel işaretli cerrahi biyopsi veya radyoaktif madde ile işaretleme yapılarak
eksize edilebilir (2,5). Neoadjuvan kemoterapi sonrası radyolojik olarak kaybolan
lezyonların yerinin belirlenmesi için kemoterapi öncesi tümör dokusuna ve
aksiller lenf nodlarına ultrason eşliğinde metalik klipler yerleştirilmekte
tedavi sonrasında metalik klipler ultrasonografi eşliğinde tel ile
işaretlenerek eksize edilmektedir (2). Sonuç olarak meme biyopsi tekniklerine, biyopsiye eşlik
etmesi gereken görüntüleme yöntemlerine, biyopsi sonrası komplikasyonlara aşina
olmak meme kanseri tanısında büyük önem taşımaktadır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :