Spontan
intrakranyal hemorajiler, serebral vasküler hastalığın en tehlikeli
komplikasyonudur. Sıklıkları; ciddi yaralanmalara, uzun süreli sakatlıklara ve
ölüme yol açabilmeleri nedeniyle hem tıbbi hem de sosyal açıdan çok büyük bir
önem kazanmışlardır. Kesin tanıları, yerleri, geniş yayılımları ve eşlik eden
bulguları çok uzun bir süre belirsizliğini korumaktaydı. Küçük ve derin
yerleşimli hematomlarda bu faktörleri belirlemek imkansızdı. Ancak klinik
tablo, risk faktörlerinin değerlendirilmesi ve görüntüleme yöntemlerindeki
ilerleme ile günümüzde teşhis ve tedavi korkulacak bir durum olmaktan
çıkmıştır. Hızlı tanı ve uygun tedavi hem mortaliteyi hem de morbiditeyi önemli
ölçüde azaltmaktadır. Başvuran her hastanın öncelikle acil stabiliğzasyonu
(havayolu, solunum ve dolaşım güvenliği) sağlanır, tanı koyulabilmesi için
görüntüleme yöntemlerinden mümkün olduğunca hızlı yardım alınır; büyük
hematomlarda ve intrakranyal basınç artışında genellikle cerrahi yöntem tercih
edilirken, kan basıncı yönetimi, antikoagülanların etkisinin tersine
çevrilmesi, nöbet profilaksisi ve kafa içi basıncın kontrol altına alınması
gibi durumlarda medikal tedavi bize yardımcı olmaktadır.İntrakranyal basınç
izlemi ve komplikasyonalrın yönetimi ise uygun yoğun bakım takibi ile
sağlanabilmektedir.
Atıf Sayısı :