Kök rezorpsiyonu,
odontoklastik aktivite nedeniyle diş sert dokularının kaybı olarak tanımlanmaktadır.
Primer dentisyonda rezorpsiyon fizyolojik bir süreç olarak kabul edilir ve süt
dişlerinin eksfoliasyonuna yardımcı olur. Ancak daimî dentisyonda rezorpsiyon
patolojiktir ve istenmeyen bir durumdur. Rezorpsiyon sürecinin başlaması için
gerekli olanlar; dokudaki doğal bariyerin yıkılması, sürekli bir stimülasyon ve
klastik hücreler için canlı bir kan kaynağı olarak sıralanabilir. Dış doğal
bariyerler periodontal ligament ve sement iken iç doğal bariyerler
odontoblastlar ve predentindir. Bu bariyerler klastik hücrelerin sement ve
dentinin mineralize olmamış matriksine tutunmasını ve rezorbe olmasını önler.
Rezorpsiyon için uyarıcı faktörler kök kanal sisteminde bakteri varlığı,
travmatik yaralanmalar, gelişimsel kusurlar, komşu gömülü diş, kist veya tümör
benzeri patolojiler olabilir. Kök rezorpsiyonu
genellikle asemptomatiktir; bu nedenle radyografik inceleme ile tesadüfen
ortaya çıkar. İlerleyen vakalarda ağrı, renklenme ve mobilite gibi klinik
bulgular gözlenebilir. Kök rezorpsiyonuna yol açan nedenlerin ve risk
faktörlerinin bilinmesi ve düzenli radyografik kontrollerin yapılması,
rezorpsiyonun erken evrede teşhis edilmesini ve ilerlemesinin önlenmesini
mümkün kılar. Kök rezorpsiyonu başlangıç, rezorpsiyon ve onarım olmak üzere üç
aşamada gerçekleşir. Rezorpsiyon, kendi kendini sınırlayabilir ve klinik olarak
fark edilmeyebilir. Ancak rezorptif süreç ilerlediğinde diş sert dokularında
kayıp meydana gelebilmektedir. Kök rezorpsiyonu uygun bir şekilde teşhis ve
tedavi edilmediğinde diş sert dokularında kayıp ilerlemekte ve bu durum dişin
çekimi ile sonuçlanabilmektedir.
Atıf Sayısı :