Biyokaçakçılık, doğal
ortamlarından canlıların veya herhangi bir parçalarının ilgili kuruluşların
izinleri olmadan toplanması ve yurt dışına kaçırılması durumu olarak
adlandırılmaktadır. Bilimsel çalışmalar, turizm, kültürel, estetik ve
koleksiyonculuk, teknolojik gibi farklı amaçlarla biyokaçakçılık yapılmaktadır.
Kaçakçılık yapan ülkeler veya kişiler için çok yüksek kazançlar getirdiği ve
yeterince yaptırım uygulanmadığı için özellikle biyoçeşitlilik açısından zengin
ülkeler için çok büyük sorundur. Türkiye bu anlamda yer aldığı konumu dolayısı
ile Orta Doğu ve Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biridir. 1500’lü yıllardan
günümüze kadar çok sayıda tür kaçırılmış ve kaçırılmaya devam etmektedir.
Türkiye’nin tür çeşitliliğinin güncel verilerine göre 398’i lokal endemik,
3.302’i endemik olan toplam 13.343 takson ile temsil edilmektedir. Yapılan
çalışmalar birçok milletten insanın (Türkiye, Suriye, Macaristan, İtalya,
İsviçre, Almanya, ABD, Bulgaristan, Rusya, Hollanda, Fransa, Çek Cumhuriyeti,
İran, Japonya ve Azerbaycan) kaçakçılık olaylarına karıştığını tespit etmiştir.
Yine başka bir çalışma, ülkemiz için 1999-2020 yılları arasında 517 kaçakçılık
vakası tespit etmiştir. Biyokaçakçılık problemi sadece ülkemizin değil tüm
dünyanın yaşadığı bir sorundur. WWF (2016) ise yasadışı yaban hayatı
ticaretinden elde edilen yıllık gelirin 10 ile 20 milyar ABD doları arasında
olduğu tahmin edilmekte olduğunu belirtmektedir. Türkiye’de biyokaçakçılık ile
mücadele ve türlerin korunması amacıyla çeşitli kanunlar, yönetmelikler ve CITES,
BERN, RAMSAR gibi uluslararası sözleşmelere taraf olmuş durumdadır.
Atıf Sayısı :