Canlıların temel
biyolojik yapısını oluşturan ve türler arası kalıtımı sağlayan genetik
materyali kapsamlı biçimde incelendiği bölümde; ilk olarak, kalıtsal materyal
kavramına ilişkin terimler ve DNA’nın kalıtımın taşıyıcısı olarak tanımlanmasına
giden süreç aktarılmıştır. Friedrich Miescher’in 1869’da keşfettiği “nüklein”,
genetik materyalin varlığını ortaya koyarken; Frederick Griffith’in 1928’deki
transformasyon deneyi, kalıtsal özelliklerin bakteriler arasında
aktarılabileceğini göstermiştir. Avery, MacLeod ve McCarty’nin 1944’teki
çalışmaları ise “transforme edici ilke” nin DNA olduğunu
kesinleştirmiştir. Aynı dönemde, Gierer ve Schramm ile Fraenkel-Conrat ve
Singer’ın Tütün Mozaik Virüsü üzerinde yürüttüğü deneyler de bazı virüslerde ise
RNA’nın da kalıtsal materyal olabileceğini gözler göstermiştir. Kalıtsal materyalin
tanımlanmasının ardından bölümün devamında, DNA’nın histon proteinleriyle
oluşturduğu kromatin yapısı ve kromozom haline dönüşümüne ayrıntılı biçimde değinilmiştir.
Bölümde kromozom morfolojisi ve kromozom tipleri (metasentrik, submetasentrik,
akrosentrik ve telosentrik) tanımlanırken; bazı türlerdeki kromozom sayıları
karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. Bu bölüm, moleküler
biyolojinin temel taşlarını oluşturan tarihi deneylerin, günümüzdeki genetik
biliminin gelişimindeki kritik rollerini ve kalıtsal materyalin biyolojik
yapısı ve önemini bütüncül bir bakış açısıyla sunmaktadır.
Atıf Sayısı :