Postpartum kanamanın fizyopatolojisini anlamak için gebelik
ve doğum sürecinde meydana gelen anatomik ve fizyolojik değişikliklerin
bütüncül olarak değerlendirilmesi önemlidir. Gebelik boyunca uterus, serviks ve
pelvik yapılarda belirgin yapısal değişiklikler gerçekleşir; uteroplasental
dolaşım artar, miyometriyal hipertrofi ile hiperplazi belirginleşir. Kardiyovasküler
sistemde maternal plazma hacminin artışı, kardiyak debinin yükselmesi ve sistemik
vasküler direncin azalması fetoplasental dolaşımı destekler. Bununla birlikte gebelikte
koagülasyona eğilim artar. Böylece doğumdaki kan kaybına fizyolojik bir tampon mekanizması
oluşturulur. Doğum fizyolojisinde servikal olgunlaşma, düzenli ve senkronize uterin
kontraksiyonlar sonucu fetüsün ve plasentanın doğumu temel basamakları
oluşturur. Miyometriyal liflerin kasılma ve retraksiyonu, hemostazın
sağlanmasında kritik rol oynar. Doğum sonrasında uterus kasılarak hızla
küçülür. Bu involüsyon spiral arterlerin trombozunave endometriyal
rejenerasyonla birlikte hemostaza katkı sağlar. Bu süreçlerin herhangi
birbasamağındaki aksama postpartum kanamanın gelişmesine zemin hazırlar.
Dolayısıyla gebelikteki anatomik ve fizyolojik adaptasyonlar, kardiyovasküler
ve hemostatik değişiklikler, doğum fizyolojisi ve involüsyon süreçlerinin
uyumlu işleyişi maternal morbidite ve mortalitenin önlenmesinde belirleyici rol
oynamaktadır.
Atıf Sayısı :