Endometrium, Embryo And Implantation: Little Known Facts

Yayın Yılı: 2020
Sayfa Sayısı: 195-204
DOI:
Kitap Dili : İngilizce

Bu bölümde, endometrium, embriyo ve implantasyon arasındaki ilişkiyi anlamak için yapılan çalışmalardan bahsedilmektedir. Anne ve fetüs arasında özel bir immünolojik ilişki vardır ve gebelik sırasında anne, fetüsün antijenlerine karşı immünolojik bir reaksiyon geliştirebilir. Bununla birlikte, endometrium diğer dokulara karşı immünolojik olarak ayrıcalıklı bir organ değildir. Başka türlerden alınan embriyo veya deri gibi immünolojik materyallerin verilmesi akut bir reddedilmeye neden olur. Ancak doğal veya transferli döngülerde insan embriyoları endometriuma tutunur. Bu seçici davranışın olası ipuçları, implantasyon sırasında trofoblast ve endometriyumun değişen doğasında gibi görünmektedir. Embriyo ve endometriyum arasındaki harika etkileşim, fetüsün antijenlerine karşı maternal immün tepkisini engeller. Fetüsün reddedilmesini önleyen olası yollar şunlardır:- Fetüste klasik transplantasyon antijenlerinin eksikliği- Fetüs ve endometriumda ortak s-ligand reseptörlerinin varlığı- Dekidu dentritik hücrelerden kaynaklanan maternal toleransAyrıca, embriyo implantasyon sürecini incelemek için in vitro ve in vivo modeller geliştirilmiştir. Bu modeller arasında monolayer kültürleri, insan embriyonik kök hücreleri, endometrial hücre hatları, in vivo kültür modelleri ve 3D kültürler bulunmaktadır. Bu modeller, embriyo-endometrium etkileşimini araştırmak ve implantasyon başarısızlığı ve tekrarlayan düşüklerin altında yatan nedenleri belirlemek için kullanılabilir. Receptivity durumunu değerlendirmek için endometrial örnekler, embriyo transferinden hemen önce trans-servikal aspirasyon yoluyla elde edilmelidir. Receptivity değerlendirmesi için HOXA-10, HOXA-11, LIF genlerinin ifadesi ve endometrial bezlerden salgılanan glikojen, glikoproteinler veya lipitler gibi moleküller kullanılabilir. Genomik ve protein profilini değerlendiren teknikler, implantasyon sürecinde gerçekleşen moleküler olayları daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Ancak, mikroarray ve biyoinformatik teknolojilerindeki ilerlemelere rağmen, hala klinik ve teknik sınırlamalar bulunmaktadır.(AI)

Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.

Atıf Sayısı :