Toplumda yaygın olarak görülen dentin hassasiyeti (DH),
herhangi bir diş dokusu kaybı ya da patolojik durumla açıklanamayan; açığa
çıkmış dentin yüzeylerinde kimyasal, termal, mekanik, buharlaşma veya ozmotik
uyaranlara karşı ortaya çıkan kısa süreli ve keskin ağrı ile karakterize edilen
klinik bir durumdur. DH, çeşitli etiyolojik ve predispozan faktörlerin
etkisiyle dentin dokusunun ağız ortamına açılması ve çevresel uyaranların pulpa
sinirlerini uyarması sonucu gelişmektedir. Tedavi yaklaşımları, dentin
tübüllerindeki sıvı hareketini azaltmayı ve pulpa sinir iletimini bloke etmeyi
hedefler. Ancak uygun tedavi planı için etiyolojinin ve altta yatan mekanizmaların
anlaşılması, ayrıntılı klinik muayene yapılması ve ayırıcı tanının doğru
konulması gereklidir. Tedavide öncelikle etiyolojik faktörler belirlenmeli ve ortadan
kaldırılmalıdır. Semptomların şiddetine göre evde uygulanabilen ajanlar veya klinik
yöntemler tercih edilebilir. Klinik tedavinin yeterli olmadığı ve doku kaybının
eşlik ettiği durumlarda restoratif yaklaşımlar gündeme gelir.DH’nin yönetimine
yönelik pek çok yöntem tanımlanmış olmakla birlikte günümüzde henüz evrensel
kabul görmüş bir altın standart bulunmamaktadır. Bu bölümde, güncel literatür
ışığında dentin hassasiyetinin mekanizmaları, etiyolojisi, ayırıcı tanısı ve
tedavi yaklaşımları ele alınmıştır.
Atıf Sayısı :