Son yıllarda psikiyatrik hastalıklar nedeniyle acil servis başvurularının artması, psikotik belirtilere acil yaklaşımın önemini ortaya koymaktadır. Psikoz, bireyin algı, düşünce ve davranış değişiklikleriyle karakterize durumları ifade eder. Psikotik belirtiler, şizofreni, şizofreniform bozukluk gibi psikotik bozuklukların yanı sıra diğer psikiyatrik bozukluklar veya tıbbi nedenlerle ortaya çıkabilir. Ergenlik döneminde primer psikotik bozukluklarla ilişkili psikotik belirtiler daha sık görülürken, diğer yaş gruplarında ilaç ve madde kullanımı, deliryum gibi nedenlerden kaynaklanan psikotik belirtiler daha yaygındır. Bu nedenle psikotik tabloyla başvuran hastaların ayırıcı tanısı, yönetimi ve tedavisi önemlidir. Psikotik belirtilerle başvuran hastaların ayrıntılı öyküsü alınmalı, belirtilerin başlangıcı, sıklığı, seyri ve etkileyen faktörler hakkında bilgi edinilmelidir. Ayrıca hastanın nörogelişimsel basamakları, premorbid kişilik özellikleri, sosyal destek sistemi, akademik başarısı, ailesinin ve kendi psikiyatrik ve nörolojik hastalık öyküsü değerlendirilmelidir. Psikotik belirtiler öncesi dönemde yaşanan travmatik yaşantılar ve stres faktörleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle küçük çocuklarda hayal gücü ve fantezi ile psikoz arasındaki ayrım yapılmalıdır. Değerlendirme sürecinde çocuğun/ergenin güvende hissedebileceği bir ortam sağlanmalı ve sosyal koşullar araştırılmalıdır. Özellikle 12 yaşından küçük çocuklar daha kapsamlı bir değerlendirme gerektirirken, nörogelişimsel bozukluklarla ilişkili öyküye dikkat edilmelidir. Psikotik belirtilere acil yaklaşımın doğru yapılması, hastaların tedavi sürecinin yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır.(AI)