Kalp hastalıkları ve kalp yetersizliği, dünya genelinde artan yaşlı nüfus ve sağ kalımı artıran tedavi yöntemleriyle birlikte yaygınlaşmaktadır. Türkiye'de yapılan bir çalışmaya göre, 35 yaş üzeri yetişkinlerde kalp yetersizliği prevalansı %6,9 olarak belirlenmiştir. Bu da yaklaşık 2 milyon kalp yetersizliği hastası olduğunu göstermektedir. Özellikle 55 yaş ve üzeri kişilerde, erkeklerde %33, kadınlarda ise %29 oranında yaşam boyu kalp yetersizliği riski bulunmaktadır. Bu nedenle, kalp yetersizliği tanısı alan hastaların tanı, tedavi ve takiplerinde bütüncül bir yaklaşımın önemi ortaya çıkmaktadır. Avrupa Kalp Cemiyeti'nin 2016 Kalp Yetersizliği Kılavuzu, kalp yetersizliğini düşük, orta ve korunmuş ejeksiyon fraksiyonu (EF) olan olmak üzere üç gruba ayırmaktadır. Beta blokörler ise kalp hücrelerinde bulunan beta adrenerjik reseptörlere etki ederek kalp fonksiyonlarını düzenlemektedir. Bu ilaçlar, kalp kasılmalarının gücünü ve hızını artırarak kalp yetersizliği tedavisinde etkili olmaktadır. Beta blokörlerin seçici olmayan, beta 1 reseptörlerini beta 2 reseptörlerine göre daha çok bloke eden ve vazodilatasyon etkisi olan grupları bulunmaktadır. Bu ilaçlar, kalp yetersizliği hastalarında kullanılan önemli tedavi yöntemlerinden biridir.(AI)