Mide kanseri, ölümlere neden olan kanserler arasında üçüncü sırada yer almaktadır. Genellikle ileri evrede teşhis konulan ve metastatik hastalığı olanlarda, standart kemoterapi tedavileriyle sağkalım süresi genellikle 12 ayı geçmemektedir. Son yıllarda, non-kemoterapi tedavileriyle sağkalım süresinde uzama ve yaşam kalitesinde artış sağlanmıştır. Ancak kemoterapi hala tedavinin temelini oluşturmaktadır. Sitotoksik tedavi rejimlerinde, fluorourasil gibi tek bir ajan yerine platinlerle fluoroprimidin kombinasyonunun etkinliği gösterilmiştir. S-1 adlı ajanın da fluorourasile göre daha etkin ve iyi tolere edilebilir olduğu görülmüştür. İkili sitotoksik tedavi yaklaşımının etkinliği, antrasiklin veya taxan gibi ilaçların eklenmesiyle daha iyi yanıtlar sağlamış, ancak toksisite riski artmıştır. İrinotekan içeren tedavilerde de metastatik hastalıkta etkinlik görülmüştür. Son zamanlarda yapılan bir çalışmada, trifluridin/tipiracil adlı ilacın, plaseboya göre daha uzun sağkalım süresi sağladığı gösterilmiştir. Sitotoksik tedavide birçok seçenek olmasına rağmen, sağkalım süresi genellikle 1 yıl ile sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle, tümörün moleküler yapısının daha iyi anlaşılmasıyla yeni tedavi yöntemleri geliştirilmektedir. Bu bağlamda, HER2 hedefli tedaviler, mide kanserinde umut vadeden bir tedavi seçeneği olarak değerlendirilmektedir. HER2 aşırı ekspresyonu, mide kanserinin agresif bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Ancak bu konu hala tartışmalıdır.(AI)