Bu bölümde, Türk hava şirketlerinin küresel rekabet içindeki durumu ve diğer havayollarıyla olan rekabet analiz edilmektedir. Sivil havacılığın temelleri Birinci Dünya Savaşı'na kadar uzanmaktadır. Askeri amaçlarla kullanılan uçaklar daha sonra sivil amaçlarla kullanılmaya başlanmış ve posta ve yolcu taşımacılığıyla devam etmiştir. Yıllar içinde, teknolojideki gelişmeler ve insanların gelirlerindeki artış, hava taşımacılığına olan talebi artırmış ve sivil havacılığın sürekli bir gelişim ve değişim içinde olmasını sağlamıştır. Bu gelişme, İkinci Dünya Savaşı ile hızlanmış ve teknolojiyle birlikte uçakların gelişimini daha da artırmış, yeni havaalanları kurularak hava taşımacılığı ulaşım alanında önemli bir gelişme göstermiştir. 1983 yılında yürürlüğe giren Sivil Havacılık Kanunu ile ülkemizde özel havayolu şirketlerinin kurulması ve işletilmesine izin verilmiştir. Bunun yanı sıra, havayolu sektörü, havayolu şirketi sayısında önemli artışlar, koltuk kapasitelerinde ve pazardan elde edilen şirket payında belirgin bir gelişme sürecine girmiştir. Havacılık endüstrisi; ekonominin, sanayinin, turizmin, sağlığın ve yolcular için daha hızlı, daha konforlu seyahat etmenin gelişmesi nedeniyle, diğer ulaşım alanlarından daha hızlı bir şekilde küresel kalkınmanın önemli bir parçası haline gelmektedir. Rekabetçilik, bu üstünlüklere sahip olmanın ve yeni bir rekabet ortamında bulunmanın bir önkoşulu olarak gösterilmektedir. Küreselleşmenin etkisiyle, havayolu şirketlerinin müşterilerin değişen tüketim alışkanlıklarına ve taleplerine hızlı bir şekilde yanıt vermesi, küresel rekabette avantajlı hale gelmelerini sağlayacaktır. Bu süreçte, şirketlere, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde, sektördeki diğer şirketlere göre daha rekabetçi güç elde etme konusunda bir adım atmalarına olanak tanır. Literatür taraması yapılırken resmi web siteleri, istatistiksel bilgiler, dergiler, yüksek lisans ve doktora tezleri, kitaplar, makaleler gibi yayınlar kullanılmıştır. Bu konuyla ilgili çok fazla kitap veya tez çalışması bulunmamaktadır.(AI)