Bu çalışma, 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Seçimleri'nde siyasal aktörlerin hemşehri stratejisi doğrultusunda kullandıkları mesajların medya üzerinden okumalarını ele almaktadır. Siyasal seçimler, demokratik toplumların önemli bir özelliğidir ve bireyler, iktidarın politikalarından memnun kalmadıkları için değişim talebinde bulunabilir veya siyasal iktidarı destekleyerek devamlılığını sağlayabilirler. Seçme ve seçilme hakkı, demokrasilerdeki temel haklardan biridir ve bireylerin siyasal self-determinasyonunu sağlamanın yanı sıra topluma eşit vatandaşların dahil olma sürecine de aracılık etmektedir. Siyasal kampanyaların iki temel amacı vardır: siyasal partinin politikaları ve programı hakkında halkı bilgilendirmek ve seçmenleri kendi partilerini seçmeleri konusunda ikna etmek. Bu amaçlar doğrultusunda belirlenen ana strateji, siyasal kampanyaların temelini oluşturur. Bu çalışmada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı 31 Mart seçimlerinin iptal edilmesi ve yenilenmesi kararı üzerine, CHP ve AKP'nin yüzde 1'lik seçmen kitlesini ikna etme yollarını araştırdığı belirtilmektedir. Kamuoyu araştırmaları, bu seçmen kitlesinin genellikle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi kökenli vatandaşlardan oluştuğunu göstermektedir. Bu nedenle, AKP ve CHP'nin özellikle bu kitleyi ikna etmek için hemşehri odaklı kampanya stratejisi geliştirdiği ifade edilmektedir. Bu çalışma, siyasal aktörlerin medya üzerinden kullandıkları mesajları analiz ederek, hemşehri stratejisinin etkisini incelemeyi amaçlamaktadır.(AI)