Bu bölümde, onkolojik hastalarda bulantı ve kusmanın yönetimi üzerine multidisipliner bir yaklaşımın önemi üzerinde durulmaktadır. Üst gastrointestinal sistem, barsak ile merkezi sinir sistemi arasındaki iletişim ile normal aktivitesini sürdürür. Kusma, hümoral ve nöronal uyaranlarla aktive olan bir reflekstir. Kusmanın indüklenmesinde nörotransmitterler, peptidler, ilaçlar ve toksinler gibi hümoral faktörler etkilidir. Onkoloji hastalarında kusmanın sebepleri arasında kanser, kanser kemoterapisi, analjezik ve antibiyotik kullanımı, radyoterapi, mekanik obstrüksiyon, elektrolit dengesizliği, beyin tümörleri veya beyin tutulumu, enfeksiyon, karaciğer ve böbrek bozuklukları, psikolojik faktörler gibi birçok durum yer alır. Kemoterapiye bağlı bulantı ve kusma ise akut, gecikmiş ve beklenti emezisi olmak üzere üç tipte görülür. Bu tiplerin ayırımı, önlenmesi ve yönetimi açısından önemlidir. Kemoterapinin ilk 24 saatinde oluşan bulantı akut olarak adlandırılırken, gecikmiş emezis kemoterapiden 24 saat sonra başlar. Beklenti emezisi ise önceki kemoterapi uygulamalarında bulantı ve kusma gelişmesiyle öğrenilen bir koşullu durumdur. Kemoterapi sonrası üst ince barsakta ortaya çıkan serbest radikaller, serotonin salınımına neden olur. Bu nedenle, onkolojik hastalarda bulantı ve kusmanın yönetimi için multidisipliner bir yaklaşım gereklidir.(AI)