Böbrek hastalıkları, metabolik atıkların temizlenmesi, su ve tuz dengesi, kan basıncı regülasyonu ve hormon üretimi gibi çeşitli fizyolojik etkilere sahip olan böbreklerin işlevlerini etkileyen hastalıklardır. Hafif böbrek hastalıklarında bile bu sistemler bozularak çeşitli sistemik hastalıklara neden olabilir. Kronik böbrek hastalığı (KBH), koroner arter hastalığı gelişimi için bağımsız bir risk faktörüdür ve kardiyovasküler hastalıklarla kötü sonuçlanma arasında ilişkilidir. KBH'li hastalar, atipik semptomlarla başvurarak tanının gecikmesine ve kötü sonuçlara neden olabilen bir durumla karşılaşabilirler. Son dönem böbrek yetmezliği (ESRD) olan hastaların renal replasman tedavilerine (RRT) erişiminin artmasıyla prognoz iyileşmiştir, ancak RRT alan hastaların KV ve nonkardiyovasküler nedenlere bağlı ölüm oranları sağlıklı kontrollerden daha yüksektir. Böbrek hastalıkları ve kardiyovasküler sistem arasındaki ilişki, küçük böbrekli hastalarda yapılan otopsi incelemelerinde kardiyak hipertrofi tanımlamasıyla başlamıştır. Diyaliz ile ESRD hastalarının KV klinik belirtilerinin daha belirgin hale gelmesiyle bu sorun daha da önem kazanmıştır. Azalmış glomerüler filtrasyon oranı (eGFR) ve proteinüri, KV olay riskiyle ilişkilidir. KBH olmayan kişilerde yüksek albüminüri, KV hastalık riskiyle ilişkilidir. KBH'da KV değişiklikleri arter duvar kalınlığı, arteriyel sertlik, endotel disfonksiyonu ve arteriyel kalsifikasyon gibi patolojik değişiklikleri içerir. KBH'li hastalarda KV olay tahmininde eGFR ve ACR'nin kullanılması, Framingham risk skorlamasına göre daha etkilidir.(AI)