Bu bölümde, kritik yanık hastalarının yönetimi hakkında genel bir bakış sunulmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, her yıl yaklaşık 180 bin hasta yanık vakalarına bağlı olarak hayatını kaybetmektedir. Yanıklar, cilt veya diğer organik dokuların ısı, radyasyon, elektrik, sürtünme veya kimyasallarla temas sonucu yaralanmasıdır. Yanık bakımıyla ilgili gelişmeler, resüsitasyon protokollerinin gelişmesi, solunum desteği, enfeksiyon kontrolü, erken beslenme ve yanık yarasının erken kapatılması gibi faktörlerle birlikte sağ kalım oranlarının artmasına ve hastanede kalış süresinin kısalmasına yol açmıştır. Yanık şiddeti, yanık derinliği, inhalasyon yaralanması gibi faktörlere bağlı olarak değerlendirilir. Yanık yaralanmaları kardiyojenik, hipovolemik ve distribütif şok ile sonuçlanır. Yanık şoku, intravasküler hacmin azalması, artan sistemik vasküler direnç ve düşük kalp debisi nedeniyle ortaya çıkar. Yanık tedavisinde başlangıç hedefi, sıvı replasmanı ile intravasküler volümün sağlanmasıdır. Yanık şokunun yanı sıra, yanık yüzey alanının artması ödem, hipovolemi ve hipoproteinemi gibi durumları da beraberinde getirir. Yanık tedavisindeki gelişmelerle birlikte, hastalar için yeni hedefler ortaya çıkmıştır, bunlar arasında skar kalmaması, ağrı hissetmemesi ve yanığa bağlı ölümün önlenmesi gibi faktörler bulunmaktadır.(AI)