Çokkültürlülük, Kültürlerarasılık Ve Edebiyat
Anahtar Kelimeler
Ashcroft ve Bevir’in belirttiği üzere, Birleşik
Krallık tarihte her zaman birkaç ulustan oluştuğu için çokkültürlü bir yapıya
sahiptir (“British Multiculturalism after Empire” 25) ve bu yapının getirdiği
çatışmaları tecrübe etmiştir. 1945 sonrası post-emperyal dönemle gelen
sorunlara çözüm bulmak için geliştirdiği İngiliz Vatandaşlık Yasası (1948) ise
Birleşik Krallık’a kolonilerden toplu göçün önünü açmış, ülkedeki ırksal ve
kültürel çeşitliliği hızlı bir şekilde arttırmıştır. İngiliz Vatandaşlık Yasası
ile yaratılmak istenilen ‘İngilizlik’ kimliğinin aksi bir şekilde göçle
birlikte sarsıldığını söylemek mümkündür. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında
Birleşik Krallık’a yapılan göçler İngiliz ulusal kimliğini oluşturma amacına
hizmet edemediği için devlet üzerinde baskı söylemlerine yol açmıştır. Diğer
çokkültürlü ülke politikalarına paralel olarak Birleşik Krallık’ta da
çokkültürcü politikalar geliştirildiğini ve “İngiliz yönetiminin bu savaş
sonrası yeniden yapılanmasının, katı göçmenlik kontrolleri ile iç vatandaşlık
hakları rejimi, ırk ilişkileri yasası ve azınlıklar için çoğulcu düzenlemeleri
birleştiren, kendine özgü bir ‘İngiliz çokkültürcülüğü’ biçiminin ortaya
çıktığını” görüyoruz (Ashcroft ve Bevir, “British Multiculturalism after Empire”
26). Birleşik Krallık’ta çokkültürcü politikalar
1960’lardan yirminci yüzyıl sonuna kadar devam etmiş, milenyumda da yeni
düzenlemelerle desteklenmiş olsa da birçok tepki ve eleştiriye de maruz
kalmıştır. Bu bağlamda, kültürlerarasıcılık yaklaşımı özellikle iletişim,
etkileşim ve diyalog kurma açısından çokkültürcülüğü yetersiz bulur. Azınlık
kültürlerin ev sahibi kültürle olan bağlantısını ve ev sahibi kültürün liberal
değerlerinin çokkültürcü politikalar ile göz ardı edilmesini eleştiren
kültürlerarasıcılık, kültürlerarası yeni bir interaktif yapılanmayı önerir. Bu
etkileşim ve iletişimin ise en aktif, uygulanabilir ve etki eder şekilde
edebiyat alanında geliştiğini söylemek mümkündür. Çokkültürcü ve kültürlerarası
sosyal teorilerle ve politikalarla bağlantılı olarak edebiyat eserlerinin de
benzer konu ve sorunları tasvir ettiğini, özellikle son dönemlerde bu sorunlara
çözüm üretmeye çalışan söylemler geliştirdiğini görüyoruz. Bugün İngiliz
edebiyatının göçmen ve postkolonyal kanadı üretken, eleştirel ve politik yapısı
ile hem çokkültürcü hem de kültürlerarası politikalara ve bunların
yansımalarına ayna tutmaktadır.
Atıf Sayısı :