Küreselleşme süreci, 21. yüzyılda dünya genelinde ekonomik, demografik ve kültürel değişimlerin yaşandığı bir dönemi ifade etmektedir. Bu süreçte, bilişim ve teknoloji çağıyla birlikte küreselleşme kavramı ortaya çıkmıştır. Küreselleşme, uluslararası ekonomik büyümeyle birlikte sermaye, bilgi ve değerlerin sınırlar ötesine göç etmesi ve ekonomik, politik ve sosyal gelişmelerin hız kazandığı bir süreçtir. Küreselleşme, sağlık, iletişim ve biyoteknoloji gibi alanlarda iyileşme eğilimleri başlatmıştır. Ancak küreselleşme, refah ve sağlık eşitsizliklerinin artmasına da neden olmuştur.Küreselleşme, dünyada sağlık profilinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Bulaşıcı hastalıkların yanı sıra kronik hastalıklar da yaygınlaşmıştır. Ayrıca insan ticareti ve çocuk istismarı gibi sorunlar da küreselleşmenin bir sonucudur. Bu süreçte, kadınlar da dezavantajlı bir konuma gelmiştir. Kadınlar, tüm yaşam süreçleri boyunca genellikle daha savunmasızdır. Küreselleşme, kadın sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır.Küreselleşmeyle birlikte kadın sağlığına yönelik sorunlar artmıştır. Kadınlar, sağlık hizmetlerine erişimde ve sağlık eşitsizliklerinde dezavantajlı konumdadır. Ayrıca küreselleşme, kadınların sömürülmesine ve savunmasız kalmalarına da neden olmuştur. Kadın sağlığına yönelik politikaların ve programların geliştirilmesi, küreselleşmenin olumsuz etkilerini azaltmada önemli bir rol oynamaktadır.Sonuç olarak, küreselleşme süreci kadın sağlığı üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu etkilerin azaltılması için kadın sağlığına yönelik politikaların ve programların geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, küreselleşmenin sağlık eşitsizliklerini artırma potansiyeli göz önünde bulundurularak, bu sürecin daha adil ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi önemlidir.(AI)