Artan antibiyotik direnci ve yeni antibiyotik gelişimindeki kısıtlamalar, dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Özellikle çoklu ilaç direnci gösteren bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde zorluklar yaşanmaktadır. Bu durum, yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesini gerektirmiştir. Adjuvanlar, kombine antimikrobiyal kullanımı, bakteriyofajlar, antimikrobiyal peptidler, nanopartiküller ve fotodinamik ışık tedavileri gibi yöntemler bu stratejilere örnek olarak verilebilir. Antibiyotik kombinasyonları, enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde sıklıkla tercih edilmektedir. Bu kombinasyonlar, farklı etki mekanizmalarının avantajlarını kullanmak ve toksisiteyi önlemek amacıyla kullanılır. Kombine antimikrobiyal kullanımının nedenleri arasında ciddi enfeksiyonların tedavisi, polimikrobiyal enfeksiyonların tedavisi, bakteriyel direncin önlenmesi, sinerjistik etki sağlanması, biyofilm oluşturan mikroorganizmalara karşı etkinlik sağlanması, hücre/doku penetrasyonunun sağlanması, toksin üretiminin inhibe edilmesi ve enzim üretiminin üstesinden gelinmesi bulunmaktadır. Ancak kombinasyon tedavisinin maliyet artışı, artmış yan etki profili, antagonizma ve süperenfeksiyon gibi dezavantajları da vardır. Kombinasyon tedavilerinin etkisini değerlendirmek için çeşitli in vitro teknikler ve hayvan modelleri kullanılmaktadır. Klinisyenlerin, sınırlı sayıda olsa da klinik verileri göz önünde bulundurarak tedavi planlaması yapması en uygun yaklaşımdır. Ayrıca, çok ilaca dirençli bakterilerin tedavisinde bakteriyofajların antibiyotiklerle kombine kullanımı da gündemdedir. Bu kombinasyonların başarılı sonuçlar verdiği düşünülmektedir.(AI)